Hemipleji beyin damarlarında ki tıkanmadan veya hasardan kaynaklanan ve halk arasında inme olarak bilinen sinir sistemi bozukluğudur.
İnme Dünya’da en sık rastlanılan ve en fazla fonksiyon kaybına neden olaran, yaşam kalitesini etkileyen beyin damar hastalıklarının başında gelmektedir. Beyin damar hastalıkları ölüme sebep olması bakımından ikinci sırada karşımıza çıkmaktadır. Dünya’da her yıl ortalama olarak 17 milyon kişi inme geçirmekte ve 6 milyonu ise bu sebeple yaşamını yitirmektedir. Böyle yaygın ve öldürücülüğü yüksek bir hastalığın halk tarafından bilinmesi, belirtilerinin fark edilmesi ve bilinçli hareket edilmesi oldukça önemlidir.
Özellikle risk grubunda yer alan hastaların bu konuda takip edilmesi, koruyucu tedavilerinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca daha küçük yaşta okullarda başlanarak sağlıklı beslenme ve yaşam tarzının önemini benimsetecek çalışmalar yapılmalıdır. Sağlıklı bir bedene sahip olmanın ancak doğru beslenme, hareket ve gerekli koruyucu önlemlerle sağlanacağı unutulmamalıdır.
Hemipleji Nedir?
Hemipleji nedir, ne demektir: Halk tarafından inme ya da felç olarak bilinen beyin damar hastalığıdır. Bu hastalık ani bir şekilde ortaya çıkmaktadır ve hastaya erken müdahale hasta için hayat kurtarıcı niteliktedir. Her geçen sürede hastanın beyin hücreleri ölmekte ve vücutta fonksiyon kaybına sebebiyet vermektedir.
İnme beyni besleyen damarların tıkanması ya da kanama ve yırtılma ile hasar görmesi sonucu beyin hücrelerin ölmesidir. Beyin hücreleri ölümü ile kişide kalıcı ya da geçici felç oluşabilmektedir. Beynin hangi bölgesinde hasar meydana gelmişse o bölgeyi ilgilendiren sistemde aksaklıklar meydana gelmektedir.
Hemipleji çeşitleri beyinde etkilediği bölge ve alanına göre değişmektedir. Hemipleji vücudun genellikle bir yarısındaki kuvvet kaybı ve hareketsizlik olarak tanımlanmaktadır. Beynin sol tarafında hasar meydana gelmişse vücudun sağ tarafı, beynin sağ tarafında hasar mevcutsa vücudun sol tarafında bozukluklar ortaya çıkar. En çok bilinen hemipleji çeşitleri şunlardır:
- Sağ hemipleji: Konuşma bozuklukları ve yutma bozuklukları ile kendini gösterir. Kişinin duygularında değişiklere sebep olabilir.
- Sol hemipleji: Hafıza ve algı kayıpları şeklinde ortaya çıkmaktadır. İnce beceri gereken işlerde zorlanma meydana gelir.
- Spastik hemipleji: Kasların normalden fazla kasılması ve buna bağlı hareket bozukluklarıdır. Genellikle hastanın sağ ya da sol tarafı etkilenmektedir. Bu hastalarda yürüme fonksiyonu gerçekleşse bile tam anlamıyla sağlanamaz.
- Alternan hemiplezi: Genellikle çocukluğun erken döneminde görülen nadir bir hastalıktır. Vücudun üst ekstremitelerinde daha çok belirgindir. Ayda 2-3 defa gece ataklarına sebebiyet vermektedir. Zaman içerisinde hastaların iyiye gittiği ve atakların azaldığı görülmektedir.
- Serebral hemipleji: Beyin dokusunda ki kalıcı hasar sonucu hareket etme fonksiyonuna zarar veren bir hastalıktır. Genellikle anne karnında ya da doğum sırasında ortaya çıkabilmektedir.
- Spinal hemipleji: Omurga da meydana gelen hasarlar sonucu ortaya çıkmaktadır.
- Yüz hemiplejisi: Yüzün bir tarafında meydana gelen kayma veya fonksiyon kaybıdır.
- Kontralateral hemipleji: Beyinde ki lezyonlar sonucu üst ekstremite de meydana gelen bozukluklardır.
Hemipleji belirtileri aniden ortaya çıkar ve genellikle belirtiler şu şekildedir:
- Vücudun tek tarafında sağ ya da sol da uyuşma kuvvet kaybı ya da hissizlik,
- Konuşma ve anlama da güçlük çekilmesi,
- Denge ve hareket bozuklukları,
- Görme bozuklukları,
- Hafıza kayıpları.
Hemipleji tanı yöntemleri, öncelikle doktor tarafından belirti gösteren hastanın tıbbi geçmişi ve fiziki muayenesi yapılır. Gerekli kan ve diğer testler hastadan istenir. Genellikle yapılan tetkikler şu şekildedir:
- Bilgisayarlı Tomografi: Beyin hücrelerinde ki hasar ve kanama Bilgisayarlı Tomografi sayesinde görülebilir. X ışınları ile çalışan bir görüntüleme cihazıdır.
- Manyetik Rezonans Görüntüleme: İnmenin beyin dokusunda yaptığı hasar ve değişiklerin yeri belirlenebilir. Manyetik Rezonans mıknatıslarla ve radyo frekansı ile çalışan zararsız bir görüntüleme tekniğidir.
- BT Arteriogram ve MR Arteriogram: Beyinde bulunan büyük kan damarlarını, kan pıhtısının yerini, kan akışını daha ayrıntılı bir şekilde gösteren tekniklerdir.
- Karotis Ultrason: Ağrısız ve zararsızdır. Beyne oksijence zengin kan taşıyan ana damarlar olan karotisler, Karotis Ultrason sayesinde beyinde oluşan hasarlar ve pıhtıların yeri tespit edilebilir.
- Karotis Anjiyografi: Kasıktan sokulan bir kateter ile karotis damarlara kadar ilerlenir. Boyar bir madde yardımı ile damar içi X ışını sayesinde görüntülenebilir. Karoit arterlerin görüntülenmesinde tercih edilmektedir.
- EKG: İnmeye sebep olabilecek kalp bozukluklarının tespiti için kullanılır. EKG ile kalbin elektriksel aktivitesi test edilir.
- Ekokardiyografi: Ses dalgaları kullanılarak, kalbin büyüklüğü, şekli, odacıkları, kalp kapakçıkları, pıhtı ya da herhangi bir sorun varsa tespit edilebilir.
- Kan testleri: Kan şekeri, kolesterol, pıhtılaşma belirtisi olan Trombositlerin sayısı testi, pıhtılaşma zamanı için kan testleri yapılır.
Hemipleji evreleri Brunnstrom tarafından iyileşme evreleri olarak 6 sınıfa ayrılmıştır. El, alt ekstremite ve üst ekstremiteler ayrı ayrı bu evrelerde değerlendirilir. Bu tekniğe göre ilk günlerde kasların hasarlarından kaynaklı istemli hareket neredeyse hiç yoktur. Zamanla kas ve hareketler artış gösterir. Önce kaba beceriler gelişirken ilerleyen süreçte ince motor becerileri de geri kazandırılır.
Hemiparezi Nedir?
Hemiparezi Nedir: Hemiparezi hemipleji kadar ağır durumda seyretmeyen, vücudun tek tarafında meydana gelen istemli hareketlerin kaybolmasıdır. Kaslarda kuvvet kaybı ve hareketlerde fonksiyon kaybı ile kendini göstermektedir. Hafif felç olarak da nitelendirilebilir. Tek taraflı felç kolu, elleri ve yüzü etkileyebilmektedir. Fizik Tedavi yöntemleri uygulanarak ilgili kaslarda ki güç ve işlev kaybı iyileştirmeye çalışılabilir.
Hemiparezi denge kaybı, yürüme zorluğu, harekette azalma, kas yorgunluğu ve koordinasyon eksikliği ile kendini gösterir. Hemiparezinin en yaygın nedenleri şunlardır:
- İnme,
- Beyin, omurga veya sinir sistemini etkileyen yaralanmalar,
- Doğuştan gelen yatkınlık durumları,
- Omurga hastalıkları,
- Beyin, omurga tümörleri,
- Psikolojik ya da psikiyatrik hastalıklar,
- Enflamatuar ya da otoimmün hastalıkları
Hemipleji Rehabilitasyonu
Hemipleji rehabilitasyonu ile hastanın kendi bağımsızlığına kavuşması amaçlanmaktadır. Kas ve vücut fonksiyonlarının arttırılarak hasta fiziksel ve sosyal yönlerden kendi kendine yetebilecek seviyeye gelmesi istenmektedir. Rehabilitasyon sürecinde hastaya nörofizyolojik hemipleji egzersizleri ve elektroterapi yöntemleri uygulanır. Hastanın yürüme bozuklukları ve denge koordinasyonu ileri teknolojik aletler ve robotlar ile düzeltilmeye çalışılır.
Konuşma, yutma bozuklukları sağ hemipleji egzersizleri ile tedavi edilebilmektedir. Konuşma bozukluklarında konuşma terapileri ile hastanın konuşma seviyesi artırılması hedeflenir. Yutma bozukluğu yaşayan hastalara ise sinir uyarıları, elektriksel uyarı tekniği gibi birçok yöntem denenmektedir.
Hastaneye ya da fizik tedavi merkezine sürekli gitmesi zor olan hastalar için evde tedavi hizmetleri sunulmaktadır. Bu bağlamda özellikle yatağa bağlı hastalara devletimizin vermiş olduğu evde fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ve diğer tedavi hizmetleri de vardır. Ayrıca uzman doktor uygun görmesi ile hemipleji ev egzersizleri yapılabilmektedir. Evde kuvvetlendirme egzersizleri, germe egzersizleri ve denge ve koordinasyon egzersizleri yapılabilmektedir. Yapılacak tedavi programı doktor tarafından hastanın durumu, yaşı ve hastalığın derecesine göre belirlenmektedir.
Hemipleji rehabilitasyonunda nörofizyolojik yaklaşımlar öncelikle fizyoterapist eğitiminde anlaşılıp uygulanabilmesi açısından bir model oluşturulması gerekmektedir. Çünkü terapiler kişiye özgüdür ve her hastaya uygun bir model oluşturulmalıdır. Nörofizyolojik yaklaşımla yapılan tedavi yöntemlerinden bazıları şunlardır:
- Standart germe, güçlendirme ve denge egzersizleri,
- Özel nörofizyolojik egzersizler,
- Bilgisayar destekli egzersizler,
- Robotik rehabilitasyon yöntemleri,
- Kas gevşetici botoks uygulamaları,
- Ortezler, aparatlar ve ortopedik rehabilitasyon yöntemleri
Hemipleji Tedavisi
Hemipleji tedavi yöntemleri, genel olarak beyin fonksiyonlarının düzeltilmesi için öncelikle beyinde ki hasar tespit edilmelidir. Beyin de eğer pıhtı varsa bu pıhtı ilaç yöntemleri, girişimsel yöntemler ya da cerrahi yöntemlerle uzaklaştırılmalıdır. Beyin kanamasına bağlı bir durum varsa kanama kontrol altına alınmalıdır.
Bundan sonra ki adım da hemipleji tedavi programı hastanın durumuna ve hastalığın dercesine göre belirlenmelidir. Fonksiyon kaybı yaşayan ve hareket güçlükleri çeken hemiplejik hastalarda fizik tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri ile hastanın eski fiziksel olarak bağımsız olduğu zamanlara dönmesi için çalışılmaktadır.
Nörolog, fizyoterapist, beyin cerrahı, konuşma terapisti ve psikolog gibi uzmanlardan oluşan ekiple multidisipliner bir çalışma yapılarak gerekli tedavi modeli oluşturulmalıdır. Hastanın erken dönemde tedavi edilmesi kemik erimesi, yaralanmalar, ödem oluşması, iltihaplanmalar gibi istenmeyen durumların ortaya çıkmasını engellemektedir.
Genellikle hastalara uygulanan tedavi yaklaşımları şu şekildedir:
- Fizik tedavi,
- Aqua terapi,
- Hidroterapi,
- Pediatrik rehabilitasyon,
- Ortopedik rehabilitasyon,
- Nörolojik rehabilitasyon,
- Kardiopulmoner rehabilitasyon,
- Robotik rehabilitasyon,
- Lenfödem rehabilitasyonu,
- Ergoterapi uygulamaları,
- Pelvik taban rehabilitasyonu,
- Ağrı tedavisi,
- Yoga tedavisi,
- Uzay terapisi,
- Osteopati,
- Manuel terapi,
- Kinesiotape,
- Kaplıca tedavisi
Ayrıca Brunnstrom, PNF ve Bobath yöntemleri ile de hastalar tedavi edilmektedir. Brunnstrom hastaların tedavi sürecini 6 evrede ele almıştır. Hastaya uygulanan tedavi ile sinerjik hareketlerle başlatılan tedavinin, zamanla hastaların istekli hareket başlatmasını sağlayacak şekilde değişime uğrayacağı hedeflenir.
PNF yönteminde kas gruplarını tek tek kuvvetlendirmek yerine, fonksiyonel olarak öneme sahip hareketi sağlayan kasları kuvvetlendirmek hedeflenir. Dokunma, germe, basınç, işitme ve görme gibi duyulardan yararlanılarak hareket fonksiyonu kazandırılmaya çalışılır.
Bobath yöntemi hemipleji ,serebral palsi, travmatik beyin gibi problerde kullanılır. 1940’lar da ortaya çıkmıştır. Hareket fonksiyonlarının normalleştirilmesi ve anormal reflekslerin önüne geçilmesi prensibi üzerine kurulu bir tekniktir. Hastayı motor becerileri, duyusal algısal yönüyle değerlendirerek tedavi modeli hastaya uygun bir şekilde planlanır. Bireyin sahip olduğu maksimum potansiyel ile en yüksek hareket fonksiyonları elde edilmeye çalışılır.